Ahmet Ferit Tek

Is your surname Tek?

Research the Tek family

Share your family tree and photos with the people you know and love

  • Build your family tree online
  • Share photos and videos
  • Smart Matching™ technology
  • Free!

Ahmet Ferit Tek

Birthdate:
Death: November 25, 1971 (93)
Istanbul, Turkey
Immediate Family:

Son of Mustafa Reşit Bey and Hanife Leyla Hanım
Husband of Müfide Meryem Fevziyye Tek
Father of Emel Esin
Brother of Dr. İbrahim Refet Tek

Managed by: Private User
Last Updated:

About Ahmet Ferit Tek

  Yenal Ünal, Ahmet Ferit Tek, Bilgeoguz Yayınevi, İstanbul, 2009, p.23

Ahmet Ferit Tek Türk Ocağı'nın kurucularından, TBMM 1. Dönem ve 2. Dönem'de milletvekilliği, I. ve II. İcra Vekilleri Heyeti'nde ve 1. Hükümet ve 2. Hükümet'te bakanlık, sonrasında diplomatlık yapmış bir Türk siyasetçisi ve milliyetçi fikir adamıdır. Fecri Ati döneminin kadın yazarlarından Müfide Ferit Tek'in eşidir.
   1877 yılında Bursa'da doğdu. İstanbullu bir aileye mensuptur. Babası Maliye muhasebecilerinden Mustafa Reşit Bey, büyük babası kadı Asım Efendi'dir. Annesi Bursalı İbrahim Ağanın kızı Hanife Leyla Hanım'dır.
   Asker olmak isteyen Ahmet Ferit Tek, Kuleli İdadisine girdi. Daha sonra Harbiye'ye girerek oradan teğmen rütbesi ile mezun oldu. Sonrasında talebeler arasında başlayan meşrutiyetçi cereyanlara karışan Tek, Trablusgarp'a sürüldü.
   Trablus'tan, Yusuf Akçura ile birlikte bir kayığa binerek Tunus'a, oradan da Paris'e kaçtı. Burada Siyasal Bilgiler Fakültesine girerek mezun oldu. "Şurayı Ümmet" Gazetesinde yazılar yazdı. 1903-1908 tarihleri arasında Kazan'a gitti. Daha sonra Mısır'a yerleşti. Bu arada Kahire'de yayınlanan Türk gazetesinde yazılar yazdı.
   1908'de İstanbul'a geldi. 1908-1912 yılları arasında Osmanlı Meclis-i Mebusanı Kütahya üyeliği ve Devlet kademelerinde görev aldı. Siyasal Bilgiler Fakültesinde tarih profesörlüğü yaptı. Milli Meşrutiyet Fırkası adlı milliyetçi bir parti kurdu. Partinin programında şu fikirler yer alıyordu. "Türkler yüzyıllardır İmparatorluğun hudutlarında çarpıştı. Kendi illerini ihmal etmek durumunda kaldılar. Türk illerinin kalbi olan Anadolu bakımsızdır. Türklerin de kendi milli kaderlerini düşünmesi saati çalmıştır".
   Şair Mehmet Emin Yurdakul, Ahmet Ağaoğlu, Yusuf Akçura ve birkaç arkadaşı ile 25 Mart1912'de Türk Ocağını kurdu. Kurucu Başkan Mehmet Emin Yurdakul'dan sonra, idare kurulu toplantısında Ahmet Ferit Tek, Türk Ocağı Başkanlığına getirildi.
   İfham gazetesini çıkardı. Ateşli yazılar yazdı. Yazılarında Türklük ve İslamiyet dayanışmasına büyük önem verdi. Milliyet fikri ve milliyetçilik ülküsünü gerçeklik şuuru ile dengelemeye, her türlü siyasi düşüncenin üstünde değişmez prensip olarak yerleşmesine büyük önem vermiştir.
   Aynı dönemde İttihat ve Terakki Cemiyeti kadrosunda yer aldı. Son Osmanlı Meclis-i Mebusanı (1920) ve TBMM 1. Döneminde İstanbul milletvekili oldu. I. ve II. İcra Vekilleri Heyetlerinde Maliye Vekilliğinde bulundu. Lozan Antlaşması müzakerelerine katıldı. Ardından 1. Hükümet ve 2. Hükümet'te Dahiliye Vekilliği yaptı. 1925 yılından sonra tamamen Dışişleri hizmetine girdi. 1925-1932 yılları arasında Londra'da, 1932-1939 yılları arasında Varşova'da, 1939-1943 yılları arasında Tokyo'da büyükelçilik görevinde bulundu. Yaş haddi gelince, görev süresi bir yıl uzatılarak, 1943'de Hariciye'den emekli oldu.
   "Tekin" takma adıyla yazdığı "Turan" isimli bir kitabı bulunmaktadır. Tarihçi Dr. Emel Esin'in babasıdır.
   25 Kasım 1971'de vefat etmiştir.

Ortaya koyduğu siyasi faaliyetleri ile 20. yüzyıl Türk tarihinde çok önemli bir yer edinen Ahmet Ferit Tek, İkinci Meşrutiyet ve Cumhuriyet devirlerinin en seçkin devlet adamlarından biridir. 7 Mart 1878 tarihinde, Bursa’da, doğan Ahmet Ferit, İstanbullu bir aileye mensuptur. Babası maliye muhasebecilerinden Mustafa Reşid Bey, büyük babası Kadı Asım Efendi, dedesi yeniçeri efendilerinden Sadık Efendi idi. Annesi Uludağ’ın güneyinde bulunan Adırnas köyünden şehit İbrahim Ağa’nın kızı Hanife Hanım idi. Küçük yaşında İstanbul'a gelen Ahmet Ferit, tahsil-i iptidaiyyesini Darü’l-Feyz mektebi ile Gülhane Rüşdiyesi’nde tamamladı. Asker olmak hevesiyle girdiği Kuleli Askeri İdadisi’nden sonra 28 Nisan 1894’te Harbiye Mektebi’ne devam etti. 17 Ağustos 1896’da buradan piyade asteğmen rütbesiyle mezuniyetini takiben Erkan-ı Harbiye Mektebi’ne kabul edildi. Genç zabit bir sene Erkan-ı Harbiye sınıfında çalıştı. Meşrutiyetçi öğrencilere karşı 1897 ve 1898 yıllarında takibat başlatılınca, arkadaşı Yusuf Akçura'yı (1876–1935) korumak isteği sonucunda tutuklandı. Taşkışla’da 102 günlük bir mahkûmiyetten sonra “Şeref” isimli bir vapurla, 8 Eylül 1897’de İstanbul'dan, Trablusgarp'a sürüldü. Burada bir yıl zindanda kaldı. Fakat sonradan 1898 senesi Ağustosu’nda umum arkadaşlarıyla birlikte affı şahaneye nail olmuş ve rütbesi iade edilerek Trablusgarp Fırkası Erkan-ı Harbiyesi’ne 9 Temmuz 1898’de memur olmuştur. Yusuf Akçura ile birlikte 1900 yılında Trablusgarp kıyılarından bir kayığa binerek Tunus’a ve oradan Paris’e kaçmışlardır. Fransa’da bir taraftan siyasi faaliyetlere devam ederken diğer taraftan Paris Siyasi İlimler Mektebi’ne (Ecole Libre des Sciences Politiques) devam ederek, 29 Haziran 1903’te okulu yedinci ve “Mansion Honorable” ile bitirerek diploma almıştır. 4 Şubat 1902 tarihinde toplanan I. Jön Türk Kongresi’ne katılmıştır. Fransa’daki faaliyetlerini müteakip, sürgün ve firari olması hasebiyle Türkiye’ye dönemeyen Ahmet Ferit Bey, kesin tarihi belli olmamakla beraber 1903 ile 1908 arasında Kazan’da Yusuf Akçura’yı ziyaret etti ve sonra da Mısır’a yerleşti. Kahire’de intisâr eden Türk gazetesinde Osmanlı siyaseti hakkında Yusuf Akçura’nın “Üç Tarz-ı Siyaset” adlı makalesi ile başlayan münakaşaya o da katıldı. II. Meşrutiyet’in 1908 yılında ilanı üzerine tam 11 sene önce ayrıldığı İstanbul’a geri dönen Ahmet Ferit, önce Şura-yı Ümmet’te başmakaleler yazmış, nihayet Ahmet Rıza Beyin teklifine uyarak 1909’da Meclis-i Mebusan başkâtipliğini kabul etmiştir. Ancak II. Meşrutiyet devrinde aldığı ilk resmi vazife, Mekteb-i Mülkiye 18. asır siyasi tarih muallimliğidir. 1908 yılında başladığı bu göreve Mahmud Şevket Paşa’nın katli bahane edilerek İstanbul’dan uzaklaştırılmasına (1913) kadar devam etmiştir. Kütahya mebusu Saffet Paşa’nın istifası üzerine mebus seçilerek 18 Kasım 1909’dan itibaren meclis çalışmalarına da katılmıştır. Dâhiliye Encümeni azası olarak “İdare-yi Umumiye-yi Vilayet” ve “İdare-yi Hususiye-yi Vilayet” Kanunlarını kaleme almıştır. Meclis’te İttihad ve Terakki’yi açıkça tenkid etmesi üzerine 1909’da fırkadan çıkarıldı. 1912 seçimlerinde ise meclis dışında bırakılan muhalifler arasında idi. Fakat politikadan uzaklaşmayan Ahmet Ferit Bey Yusuf Akçura, Müderris Zühdü Bey, Mehmed Ali ve Cami Beylerle birlikte 5 Temmuz 1912 tarihinde “Milli Meşrutiyet Fırkası”nı kurdu. Aynı yıl partinin yayın organı olarak 22 Eylül 1912 tarihinde İfham Gazetesini yayına çıkarmaya ve “İfham Kütüphanesi” adı altında bir dizi kitap basmaya başladı. Partinin programında şu fikirler yer alıyordu. "Türkler yüzyıllardır İmparatorluğun hudutlarında çarpıştı. Kendi illerini ihmal etmek durumunda kaldılar. Türk illerinin kalbi olan Anadolu bakımsızdır. Türklerin de kendi milli kaderlerini düşünmesi saati çalmıştır". Bu arada aynı yıl, 12 Mart 1912 tarihinde Türk Ocakları kuruldu ve Ahmet Ferit Bey reis seçildi. Balkan Harbinde İhtiyat Erkan-ı Harbiye yüzbaşılığıyla Çatalca’da Karargâh-ı Umumi Erkan-ı Harbiye Birinci Şubesinde bir müddet bulundu ve 30 Mayıs 1913’te imzalanan Londra Antlaşması’nı müteakip yine gazetesinin başına geçti. İttihad ve Terakki siyasetini tenkid ettiği için Talat Paşa’nın dostluğunu muhafaza etmekle beraber Cemal Paşa’nın (1872–1922) husumetini çekmişti. Bunun işareti, kısa bir süre için Bursa’ya nefyedilmesi oldu. Mahmud Şevket Paşa’nın katli hakkında “İfham”da çıkan bir haber vesilesi ile de gazetesi 13 Haziran 1913’te kapatıldı. 24 Haziran 1913’te önce Sinop’a ve müteakip 1915’te Bilecik’e gönderildi. Sürgün yıllarında en yakın arkadaşı ünlü hikâye yazarı ve edip Refik Halid Karay (1888–1965) idi. Sinop ve Bilecik’te geçen sürgün yıllarında I. Dünya Harbi çıkmıştı. Bu arada I. Dünya Harbinin, Türkiye aleyhine dönmesi üzerine Ahmet Ferit, Bilecik’ten ne zaman ayrıldığı belli olmamakla beraber, o zaman istiklalini yeni elde eden Ukrayna’nın merkezi Kiev’e 15 Temmuz 1918’de başkonsolos olarak tayin edildi. Bolşeviklerin, Ukrayna’yı işgali üzerine vazifeden ayrılarak 1919 yılında İstanbul’a döndü. İstanbul’da, milliyetçi gruba katılan Ahmet Ferit, onların temsilcisi olarak Damad Ferit Paşa’nın (1853–1923) II. Kabinesinde, 21 Mayıs1919–20 Temmuz 1919 tarihleri arasında Nafıa Nazırı olarak bulundu ve bir müddet Maliye Nezaretine (Mayıs-Temmuz 1919) vekâlet etti. 9 Aralık 1919’da Mehmed Emin Yurdakul, Ahmet Hikmet Bey, (1870–1927) Zühtü İnhan, Yusuf Akçura, İsmail Hakkı Baltacıoğlu ve Mehmed Emin Erişirgille birlikte Milli Türk Fırkasını kurmuştur. Parti, mütarekenin işgalci ve kozmopolitik iklimi içinde Türkçülüğü sürdürmek amacındadır. Bu arada, 12 Ocak 1920’de toplanacak Meclis-i Mebusan için Kütahya mebusluğuna tekrar adaylığını koyan Ahmet Ferit, 15 Ocak 1920’de İstanbul mebusu seçildi. 30 Mayıs 1920 tarihinde Ankara’ya gelerek, Büyük Millet Meclisi’nde İstanbul Mebusu olarak yerini aldı. Ferit Bey sahip olduğu derin siyaset bilgisi ve kültürü ile kısa zamanda burada da kendini kabul ettirdi. 18 Temmuz 1920 tarihinde Maliye Vekilliği uhdesine verildi. Maliye Vekilliği gibi çok o dönem için bir görevi üstlenen Ahmet Ferit Bey, Mayıs ayındaki bütçe görüşmelerinde çıkan anlaşmazlık sonucunda ise diğer vekillerle birlikte 16 Mayıs 1921 tarihinde istifa etti. Maliye Vekilliğinden sonra Milli Mücadele devam ederken yine çok önemli bir vazife üstlenerek, İcra Vekilleri Heyetinin 26 Ekim 1921 tarihli kararıyla, Paris temsilciliğine atandı ve milletvekilliğini koruyarak izinli sayıldı. Ocak 1923’te Lozan’a müzakerelerine katıldı. Büyük bir devlet adamı olduğunu meclise ve Mustafa Kemal Paşa’ya kanıtlayan Ahmet Ferit Bey 30 Ekim 1923’te kurulan İsmet Paşa’nın ilk Cumhuriyet Kabinesinde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, Kütahya Mebusu olarak ilk Dâhiliye Vekili olma şerefini kazanmış ve 6 Mart 1924’teki İkinci Kabine’de de bu göreve devam etmiştir. Cumhuriyet döneminin ilk Dâhiliye Vekili olan Ahmet Ferit Bey, Osmanlı devrinde kaleme aldığı “İdare-yi Hususiye-yi Vilayet ve İdare-yi Umumiye-yi Vilayet” Kanunlarından faydalanarak Cumhuriyet tarihimizin ilk Köy Kanununu oluşturdu. O devir Anadolu’da yaygın olan eşkıyaya karşı mücadeleye girerek asayişi temin edebildi. Ahmet Ferit Beyin, Dâhiliye Vekilliği sırasında gerçekleştirdiği diğer önemli icraatı ise 150’likler listesini hazırlamış olmasıdır. 1925 yılından sonra tamamen Hariciye’nin hizmetine girmiştir. 6 Mayıs 1925 tarihinde Londra’ya Büyükelçi olarak atanmıştır. Bu görevi 1932 yılında tamamlayarak 26 Mayıs 1932’de Varşova Büyükelçiliğine atanmıştır. Bu görevine de aralıksız yedi yıl devam etmiştir. 17.07.1939 tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla merkeze çekilmiştir. Bu arada 1934 yılında çıkan soyadı kanunu gereğince “Tek” soyadını almıştır. Bu yoğun, uzun diplomat ve memuriyet hayatının son safhasını ise Tokyo Büyükelçiliği vazifesi ile tamamlamıştır. 5 Aralık 1939 tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla Tokyo Büyükelçiliğine atanmıştır. Nitekim çok uzun bir memuriyet hayatının sonunda 13 Kasım 1943 tarihinde emekliye ayrılmıştır. Ahmet Ferit Tek, Fransızca ve İngilizce bilmekteydi. İstiklal Madalyası ile Lehistan Devleti Beyaz Kartal Nişanının Büyük Kordonu’nu hamildi. 1907 yılında İskenderiye’de Müfide Ferit ile evlenmişti. Bu evlilikten ünlü sanat tarihçisi Emel Esin dünyaya geldi. Yusuf Akçura, Mülkiyeli Mustafa Zühdü İnhan ve A. Vahit Moran ile bacanak idi. 25 Kasım 1971’de, vefat etti. Şura-yı Ümmet, Türk ve İfham Gazetelerinde çeşitli tarihlerde yazıları yayımlanan Ahmet Ferit Tek’in, Mekteb-i Mülkiye’de muallimliği esnasında okuttuğu takrirleri “Tarih-i Siyasi” (Mekteb-i Mülkiye 1. sınıf için, 1327/1911, 276 s. taşbaskı), “Tarih-i Medeniyet” (Mekteb-i Mülkiye 3. sınıf için, 856 s. taşbaskı) adı altında basılmıştır. Her ikisi de sahalarında yazılmış ilk kitaplar arasındadır ve ders teksiri olduklarından çok az sayıda basılmışlardır. Sinop’ta sürgün olarak bulunduğu sırada yazıp İstanbul’da neşrettirdiği “Turan” (1330/1914) isimli bir de kitabı vardır. Bunların dışında 1912 tarihinde “Kuvvet ve Siyaset Muharebesi” ile “Kanun-u Esasi-yi Vilayet” isimli iki mühim makalesi, Türk Ocakları yayın organı olan Türk Yurdu Dergisinde çıkmıştır. “Türk Ocağı” adlı makalesi 1914 tarihli Nevsal-i Milli’de yayımlanmıştır. Türk Edebiyatı Dergisinin 1973 Ekim sayısında ise “1972 Başında Dünya Umumi Siyaseti ve Türkiye” isimli yarım kalmış bir makalesi kızı Emel Esin tarafından neşredilmiştir.

İfham Gazetesi'ni çıkarıyor.

Cumhuriyetin ilanından önce Mustafa Kemal'in özel temsilcisi olarak Paris'e gidiyor.

view all 27

Ahmet Ferit Tek's Timeline

1878
March 7, 1878